Zalim affedilir mi ?

Can

New member
Zalim Affedilir mi? Yoksa “Affetmek” Zalimliğin Yeni Versiyonu mu?

Bir sabah kahveni eline alıp internette dolaşırken bir başlık görüyorsun: “Zalim affedilir mi?”

İlk refleksin: “Kime göre zalim?”

Çünkü bazen “zalim” dediğimiz kişi, sabah kahvaltıda son zeytini alan sevgili olabiliyor; bazen de vicdanını tatilde unutan bir politikacı. Yani, “zalimlik” biraz bağlama, biraz kahvaltı menüsüne göre değişiyor.

Ama hadi kabul edelim, hepimiz bir yerlerde hem zalim olduk hem de zalimliğe maruz kaldık. Ve şimdi forumda oturmuşuz, elimizde kahve, klavyenin başında adalet ve affın sınırlarını tartışıyoruz. Buyurun, konuya dalalım.

---

Affetmek mi, Reset Atmak mı?

Bazı insanlar “affetmek” kelimesini duyar duymaz huzur dolu müzikler çalıyor zihninde.

Diğerleri içinse bu kelime, “saflık” veya “yeniden aynı hataya koşmak” anlamına geliyor.

Bir forum kullanıcısı olan “Murat_1986” diyor ki:

> “Affetmek stratejidir. Düşmanı affedersin, bir dahaki hamlede şaşırsın.”

Bu cümle, erkeklerin genellikle çözüm odaklı yaklaşımını güzel özetliyor. Murat için affetmek, bir tür taktiksel hamle; tıpkı FIFA’da 89. dakikada savunmayı açıp rakibi şaşırtmak gibi.

Diğer tarafta “Deniz” kullanıcı adıyla yazan biri cevap veriyor:

> “Affetmek bazen kalbin detoksudur. Karşı tarafın değişmesi gerekmez, senin hafiflemen yeter.”

İşte burada kadınların empatik, duygusal zekâ odaklı bakış açısı devreye giriyor. Ancak dikkat: Bu bir “kadın = duygusal, erkek = stratejik” klişesi değil. Çünkü forumun diğer köşesinde “Ezgi” adlı kullanıcı şunu yazıyor:

> “Ben affetmem. Not alırım, analiz ederim, strateji kurarım.”

Ve hemen ardından “Bora” adlı biri de ekliyor:

> “Ben affederim ama unutamam. RAM dolu, hafıza silinmiyor.”

Affetmek, cinsiyetten bağımsız bir zeka biçimi aslında. Kimisi kalple, kimisi hesap makinesiyle yapıyor.

---

Zalim Kim? Her Zalim Kötü mü?

“Zalim affedilir mi?” diye sormadan önce “Zalim kim?” diye sormak gerekiyor.

Zalim, sadece başkalarına acı çektiren biri mi? Yoksa bazen “kendine” bile zalim olan biri olabilir mi?

Bir terapist arkadaşın dediği gibi:

> “İnsan kendine karşı zalimleştiğinde, başkalarına da acımasızlaşır.”

Yani bazen affetmemiz gereken kişi, dışarıda değil içeridedir.

Kendine sürekli “neden öyle yaptım?” diyen, geçmişteki her hatayı döne döne analiz eden iç ses... İşte o da bir zalim.

Bir forum üyesi, nicki “HuzursuzBalık”:

> “Ben eski sevgilimi değil, kendimi affedemiyorum. Çünkü o kadar uyarıya rağmen hâlâ inanmıştım.”

Bu noktada affetmek, bir kişiyi değil, bir versiyonumuzu salıvermek anlamına geliyor.

Kendine “Tamam, o zaman öyle düşünüyordun” diyebilmek bazen en büyük devrimdir.

---

Affetmenin Biyolojisi ve Psikolojisi

Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre (evet, forumda bile kaynaklı konuşuyoruz), affetmenin kalp sağlığını ve stres seviyesini doğrudan etkilediği kanıtlanmış.

Affedemeyen insanların kortizol (stres hormonu) seviyeleri daha yüksek.

Yani zalimi affetmeyip “ben kin tutmam, arşivlerim” diyenler aslında vücutlarına küçük bir stres server’ı kurmuş oluyorlar.

Ama dikkat, affetmek “haklısın” demek değildir. Psikologların dediği gibi:

> “Affetmek, geçmişi inkâr değil, geçmişin üzerindeki kontrolü geri almaktır.”

Bu bakış açısı, affetmeyi “zayıflık” olmaktan çıkarıp bir tür güç göstergesi hâline getiriyor.

Yani bazen zalimi affetmek değil, onu duygusal olarak “işlevsiz” hâle getirmek seni özgürleştiriyor.

---

Forumdan Gerçek Hayat Dersleri

Forumun en çok beğeni alan yorumu, “OrtaYolcu_07” adlı kullanıcının şu cümlesi olmuş:

> “Ben affettim ama sınır çizdim. Kapı açık, giriş yasak.”

Bu cümle hem mizahi hem bilgece. Çünkü affetmek, çoğu zaman bir ilişki lisans anlaşması gibi: “Kullanım hakkı iptal edildi ama veri saklanıyor.”

Bir başkası diyor ki:

> “Affettim çünkü intikam planı çok maliyetliydi.”

> Ve herkes kahkaha atıyor ama o cümlede ciddi bir gerçek var:

> Bazen affetmek, duygusal ekonomi meselesidir.

> Enerji, zaman, huzur... Hepsi sınırlı kaynaklar.

---

Affetmek = Unutmak mı?

En yaygın yanlışlardan biri bu.

Birini affetmek, olanı silmek değil.

Affetmek, anıyı yumuşatmak, dikenini almak demektir.

Çünkü unutmak, beynin işi; affetmek ise kalbin ustalığıdır.

Bir psikiyatristin dediği gibi:

> “Affetmek, travmayı sıfırlamak değil, travmayla yeni bir ilişki kurmaktır.”

Yani geçmişi inkâr etmeden, onunla barış içinde yaşamanın yolunu bulmaktır.

Bu da cesaret ister — özellikle zalimle göz göze geldiğinde.

---

Sonuç: Affetmek Cesaret, Ama Körlük Değil

Zalim affedilir mi?

Evet, ama sınırlarla.

Çünkü affetmek, zalimin haklı olduğunu değil, senin huzuru seçtiğini gösterir.

Bir forum kullanıcısının özetlediği gibi:

> “Affetmek, karşı tarafa değil, kendine yapılan bir iyiliktir.”

Ama unutma: Her affın içinde bir farkındalık olmalı.

Yoksa affetmek değil, unutmak olur — ve unutmak bazen zalimin istediği tek şeydir.

O yüzden belki de doğru soru şudur:

“Affetmeli miyim?” değil, “Affedersem kim olurum?”

Ve forumun sessizliğinde, bu soruya verilen her cevap, hem mizah hem insanlık dersi taşır.
 
Üst