Can
New member
Ne Cenaze Bekler Sabahı?
Yarına ne hazırlık yapmalıyız, kadınlar ve erkekler bu konuda ne diyor?
Herkese merhaba sevgili forumdaşlar! Bugün biraz farklı bir konuyu masaya yatırmak istiyorum. Bildiğiniz üzere, cenazeler hayatın bir gerçeği, ama bu yazıda bu gerçeği biraz mizahi bir şekilde ele alacağız. Hadi bakalım, biraz gülüp eğlenelim. Öyle aman aman derinleşmeye gerek yok. Sorun şu: Ne cenaze bekler sabahı? Gerçekten sabahları neyle karşılaşacağımızı, hayatın bize sunduğu bu sürprizlerin üstesinden nasıl geleceğimizi bilemeyeceğiz, ama belki bu yazıyla, hepimiz bir adım daha atabiliriz.
Erkekler: “Bunu Hızlıca Çözerim!”
Erkekler için cenaze bir çözüm gereksinimi gibidir. Hayatın sonuna dair, belki de en son iş, bir tür "son teslim tarihi" gibi gelir. Hemen “Bir çözüm bulmam gerek!” diye kafa yorarlar. Zaten erkekler her şeyde çözüm ararlar; bir cenazede de stratejik hamle yapacaklardır. Hangi cenaze arabasının daha hızlı olduğunu, kimlerin orada olup olmadığını, sosyal medya paylaşımının nasıl yapılacağını bile hesaplayabilirler. "Çocuklar, siz giderken beni bir camiye bırakın, ben de orada 5 dakika dua ederim" diyerek hemen bir rota oluştururlar.
Ama asıl eğlenceli kısım, her şeyin mantıklı bir şekilde çözülmeye çalışılmasıdır. Bir erkek cenazede, olabildiğince prosedürel ve sistematik yaklaşır. Cenazeye yetişmek için o kadar erkenden evden çıkacaklardır ki, kimseye “İyi ki geldiniz!” diyemezsiniz. Yolda “Cenazeye yetişemedik, keşke erken çıksaydık” diye bol bol sohbet ederler.
Özetle, erkekler cenazeye, ne kadar trajik olursa olsun, "pratik çözüm" yaklaşımıyla bakar. Kimse bir yere geç kalmasın, kimse "yemekler ne zaman gelir" demesin diye her şeyin kesinlikle dakik olacağına karar verirler.
Kadınlar: “Hissiyat, Hissiyat, Hissiyat!”
Kadınlar ise cenaze konusunda, duygusal bir yolculuğa çıkar. Cenaze, “Ah, gerçekten gitmeliyim mi?” sorusuyla başlar. “Benim orada ne işim var?” diyen bir kadın, tek başına cenazeye gitmeye karar verirken, “Acaba gittiğimde kimleri görürüm?” diye düşünmeye başlar.
Kadınlar cenazeyi aslında çok daha karmaşık bir sosyal etkinlik olarak görürler. Bu sadece vefat eden kişiyi anmak değil, aynı zamanda orada kimlerin olduğunu görmek, dedikoduları dinlemek, hatta bazen geçmişe dönük anılarını hatırlamak için bir fırsattır. Hatta, cenazeye gitmeden önce, "Beni iyi gösteren bir kıyafet giymeli miyim?" gibi düşüncelere de dalarlar. “En güzel, en sade, ama hiç şık durmayan kıyafetimi mi giymeliyim?” derken, saçını da doğru yapmaya çalışırlar.
Ama asıl mesele, kadının cenazede duyduğu o içsel hissiyatı tam anlamıyla yaşamak ve etrafındaki diğer insanlarla paylaşmak ister. Cenazeye gidip, “Herkesin durumunu soracağım, herkes iyi mi?” diye başlar. Çoğu zaman, kadınlar cenazede birbirlerine daha çok yakınlaşır, birbirlerine sarılır, ağlarlar ve "Çok üzgünüm, ama ne güzel bir cenaze olmuş!" gibi cümlelerle, bu trajediyi daha az travmatik hale getirmeye çalışırlar.
Cenaze Sonrası Planlar: Ekipler Arası Karşılaştırmalar!
Cenazeden sonra, erkekler ve kadınlar bu olayla ilgili farklı şekilde toparlanır. Erkekler için “İyi, iş bitti” gibidir; cenazeyi halletmiş, çayı içmiş, çıkmıştır. Kadınlar içinse, cenaze sonrasındaki sosyal ortam önemlidir. “Evet, cenaze bitti, ama şimdi bir çay içmeye gidelim. Ne oldu, seninle aramızdaki şüpheler kalktı mı?” gibi diyaloglar başlar. Cenazeden sonraki günlerde, kadınlar mutlaka arkadaşlarını arar: “Ne yaptın, nasıl hissediyorsun?”
Çünkü kadınlar için cenaze bir yolculuk gibidir, bir kere o yola çıkınca, hem içsel olarak hem de dışarıdaki dünyayla daha yakın bir bağ kurmaya başlarlar. Kendilerini çözümlemek için cenaze sonrası sohbetlerine adanmışlardır. Erkekler ise o sohbetlerin çoğunda dinleyici olur ve bazen kendilerini “Sadece soruları doğru sormak gerekiyor” diyerek sınırlarlar.
Peki, Sonuçta Ne Çıkacak? Cenaze Yine Bekliyor!
Sonuç olarak, cenazeler hayatın bir parçası olsa da, nasıl bakacağımız tamamen kişisel bir yaklaşım meselesi. Erkekler stratejik olarak, kadınlar ise duygusal olarak bu sürece yaklaşır. Ama son tahlilde, herkesin buna farklı bir bakışı vardır. Kimisi için bir çözüm, kimisi için bir hissiyat.
Şimdi soruyorum size, forumdaşlarım!
Siz cenazeye nasıl yaklaşırsınız? Erkekler gibi stratejik mi? Kadınlar gibi duygusal mı? Yoksa her ikisinin karışımı bir yaklaşım mı? Ya da belki başka bir yol var? Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum!
Bir cenaze, bir hayat hikayesi… ama gülümseme ve mizah her şeyin önünde!
Yarına ne hazırlık yapmalıyız, kadınlar ve erkekler bu konuda ne diyor?
Herkese merhaba sevgili forumdaşlar! Bugün biraz farklı bir konuyu masaya yatırmak istiyorum. Bildiğiniz üzere, cenazeler hayatın bir gerçeği, ama bu yazıda bu gerçeği biraz mizahi bir şekilde ele alacağız. Hadi bakalım, biraz gülüp eğlenelim. Öyle aman aman derinleşmeye gerek yok. Sorun şu: Ne cenaze bekler sabahı? Gerçekten sabahları neyle karşılaşacağımızı, hayatın bize sunduğu bu sürprizlerin üstesinden nasıl geleceğimizi bilemeyeceğiz, ama belki bu yazıyla, hepimiz bir adım daha atabiliriz.
Erkekler: “Bunu Hızlıca Çözerim!”
Erkekler için cenaze bir çözüm gereksinimi gibidir. Hayatın sonuna dair, belki de en son iş, bir tür "son teslim tarihi" gibi gelir. Hemen “Bir çözüm bulmam gerek!” diye kafa yorarlar. Zaten erkekler her şeyde çözüm ararlar; bir cenazede de stratejik hamle yapacaklardır. Hangi cenaze arabasının daha hızlı olduğunu, kimlerin orada olup olmadığını, sosyal medya paylaşımının nasıl yapılacağını bile hesaplayabilirler. "Çocuklar, siz giderken beni bir camiye bırakın, ben de orada 5 dakika dua ederim" diyerek hemen bir rota oluştururlar.
Ama asıl eğlenceli kısım, her şeyin mantıklı bir şekilde çözülmeye çalışılmasıdır. Bir erkek cenazede, olabildiğince prosedürel ve sistematik yaklaşır. Cenazeye yetişmek için o kadar erkenden evden çıkacaklardır ki, kimseye “İyi ki geldiniz!” diyemezsiniz. Yolda “Cenazeye yetişemedik, keşke erken çıksaydık” diye bol bol sohbet ederler.
Özetle, erkekler cenazeye, ne kadar trajik olursa olsun, "pratik çözüm" yaklaşımıyla bakar. Kimse bir yere geç kalmasın, kimse "yemekler ne zaman gelir" demesin diye her şeyin kesinlikle dakik olacağına karar verirler.
Kadınlar: “Hissiyat, Hissiyat, Hissiyat!”
Kadınlar ise cenaze konusunda, duygusal bir yolculuğa çıkar. Cenaze, “Ah, gerçekten gitmeliyim mi?” sorusuyla başlar. “Benim orada ne işim var?” diyen bir kadın, tek başına cenazeye gitmeye karar verirken, “Acaba gittiğimde kimleri görürüm?” diye düşünmeye başlar.
Kadınlar cenazeyi aslında çok daha karmaşık bir sosyal etkinlik olarak görürler. Bu sadece vefat eden kişiyi anmak değil, aynı zamanda orada kimlerin olduğunu görmek, dedikoduları dinlemek, hatta bazen geçmişe dönük anılarını hatırlamak için bir fırsattır. Hatta, cenazeye gitmeden önce, "Beni iyi gösteren bir kıyafet giymeli miyim?" gibi düşüncelere de dalarlar. “En güzel, en sade, ama hiç şık durmayan kıyafetimi mi giymeliyim?” derken, saçını da doğru yapmaya çalışırlar.
Ama asıl mesele, kadının cenazede duyduğu o içsel hissiyatı tam anlamıyla yaşamak ve etrafındaki diğer insanlarla paylaşmak ister. Cenazeye gidip, “Herkesin durumunu soracağım, herkes iyi mi?” diye başlar. Çoğu zaman, kadınlar cenazede birbirlerine daha çok yakınlaşır, birbirlerine sarılır, ağlarlar ve "Çok üzgünüm, ama ne güzel bir cenaze olmuş!" gibi cümlelerle, bu trajediyi daha az travmatik hale getirmeye çalışırlar.
Cenaze Sonrası Planlar: Ekipler Arası Karşılaştırmalar!
Cenazeden sonra, erkekler ve kadınlar bu olayla ilgili farklı şekilde toparlanır. Erkekler için “İyi, iş bitti” gibidir; cenazeyi halletmiş, çayı içmiş, çıkmıştır. Kadınlar içinse, cenaze sonrasındaki sosyal ortam önemlidir. “Evet, cenaze bitti, ama şimdi bir çay içmeye gidelim. Ne oldu, seninle aramızdaki şüpheler kalktı mı?” gibi diyaloglar başlar. Cenazeden sonraki günlerde, kadınlar mutlaka arkadaşlarını arar: “Ne yaptın, nasıl hissediyorsun?”
Çünkü kadınlar için cenaze bir yolculuk gibidir, bir kere o yola çıkınca, hem içsel olarak hem de dışarıdaki dünyayla daha yakın bir bağ kurmaya başlarlar. Kendilerini çözümlemek için cenaze sonrası sohbetlerine adanmışlardır. Erkekler ise o sohbetlerin çoğunda dinleyici olur ve bazen kendilerini “Sadece soruları doğru sormak gerekiyor” diyerek sınırlarlar.
Peki, Sonuçta Ne Çıkacak? Cenaze Yine Bekliyor!
Sonuç olarak, cenazeler hayatın bir parçası olsa da, nasıl bakacağımız tamamen kişisel bir yaklaşım meselesi. Erkekler stratejik olarak, kadınlar ise duygusal olarak bu sürece yaklaşır. Ama son tahlilde, herkesin buna farklı bir bakışı vardır. Kimisi için bir çözüm, kimisi için bir hissiyat.
Şimdi soruyorum size, forumdaşlarım!
Siz cenazeye nasıl yaklaşırsınız? Erkekler gibi stratejik mi? Kadınlar gibi duygusal mı? Yoksa her ikisinin karışımı bir yaklaşım mı? Ya da belki başka bir yol var? Yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum!
Bir cenaze, bir hayat hikayesi… ama gülümseme ve mizah her şeyin önünde!