Memurlukta Açıktan Atama Nedir ?

Emre

New member
“Açıktan Atama” mı dediniz? Yani devletin ‘sürpriz yumurtası’!

Selam sevgili forum ahalisi! Bugün, memurluğun en gizemli, en efsanevi, en “torpilli mi, değil mi?” tartışmalarına sahne olan konusuna dalıyoruz: Açıktan Atama!

Evet, o sihirli kelime… Kamu ilanında görünür, sonra kaybolur; bazen komşunun oğlu bir anda atanır, bazen yıllardır bekleyen birinin haberi bile olmaz. Sanki “Harry Potter ve Gizli Kadro” serisinin Türk bürokrasi versiyonu!

Ama gelin, bu konuyu biraz mizahla, biraz stratejiyle, biraz da empatiyle didikleyelim. Hem gülelim, hem düşünelim; hem kadın bakış açısıyla “insani ilişkiler boyutu”nu, hem erkek bakış açısıyla “plan ve operasyon kısmı”nı konuşalım.

Açıktan Atama: Devletin Tinder’ı mı?

Bakın açık konuşalım: Açıktan atama biraz “eşleştirme” işidir. Devlet diyor ki, “Benim elimde boş kadrolar var, ama her boşluğu da KPSS’ye bırakmam. Arada özel bir bağ, özel bir uygunluk olmalı.”

Yani resmen kamu versiyonu Tinder: Devlet sağa kaydırıyor, “Seni uygun buldum.”

Ama tabii, biz sıradan vatandaşlar sol tarafta “Neden beni eşleştirmedi?” diye refresh tuşuna basıyoruz!

Şaka bir yana, açıktan atama, kurumların doğrudan belirli niteliklere sahip kişileri alabilmesi anlamına geliyor. Genellikle KPSS puanı şart, ama bazen o da değil. “İstisnaî kadrolar” dedikleri şey, adeta kamu dünyasının VIP locası.

Peki bu iyi mi kötü mü? Eh, bakış açınıza göre değişir. Erkek forumdaşlar hemen “kriterleri netleştirelim, süreci sistematik hale getirelim” diye plan yapar; kadın forumdaşlar ise “ama o da yıllarca çalışmış, bir şans hak etmiyor mu?” diye empati kurar. Sonuç: Klasik Türk forumu—bir taraf excel tablosu açar, diğeri duygusal analiz yapar!

Erkek Stratejisi: ‘Bir planım var!’

Erkek forumdaşlar bu konuda her zaman çözüm odaklıdır.

“Bak kardeşim, ben bir tablo yaptım. Şu kadar açık kadro, şu kadar başvuru, şu kadar ortalama KPSS puanı. Eğer algoritmayı optimize edersek 2026’da sıra bana gelir.”

O tabloya bakarsın, Excel hücrelerinde renk kodları, dipnotlar, hatta ‘olasılık yüzdesi’ bile var.

Fakat gel gör ki o sırada kurum, geçen hafta yeni bir genelgeyle pozisyonu iptal etmiş.

Adam bir anda “devlet bana komplo kuruyor” noktasına gelir.

Bu stratejik yaklaşımın güzelliği şu: Her şey planlı görünür, ama sonunda sistem yine sürpriz yapar.

Yani açıktan atama, erkeklerin en sevdiği iki kelimeyi bir araya getirir: “Plan” ve “belirsizlik.”

Biraz savaş stratejisi, biraz bürokratik satranç. Fakat hamleler bazen görünmeyen masalarda oynanır.

Kadın Empatisi: ‘Ama bir düşünün, o da insan!’

Kadın forumdaşlar bu konuyu daha farklı okur:

“Bakın, belki o kişiyi gerçekten kurum tanıyordur. Belki mülakatla uyumuna bakmışlardır. İnsani ilişkiler, deneyim, iletişim kabiliyeti önemli sonuçta.”

Bir bakarsın, konu teknikken insani bir boyuta taşınmış.

Kadınlar diyor ki: “Tamam torpil olabilir, ama her atama torpil değildir. Her seçimin arkasında bir hikâye vardır.”

Bu yaklaşım, tartışmayı biraz yumuşatır. Ama dikkat: forumdaki stratejik erkek tayfa hemen devreye girer—“Evet ama objektif kriter nerede?!”

Sonra ne olur? Bir taraf “adalet”, öbürü “insanlık” der; konu bir anda Açıktan Atama’dan çıkar, Türk toplumunun vicdan-toplum dengesi masaya yatırılır.

İşte o an, forumun tadı çıkar!

Kurum Gözüyle: ‘Biz kimseyi kayırmıyoruz, sadece denk geldi!’

Kurum açıklamaları genellikle şöyle başlar: “İlgili personel, gerekli niteliklere haiz olup, kurumumuzun ihtiyaçlarına uygun görülmüştür.”

Yani çevirisi: “Evet, bizim eski stajyerdi.”

Bazen gerçekten liyakat vardır, bazen de “tanıdık kontenjanı.”

Ama şunu kabul etmek lazım: Açıktan Atama mekanizması tamamen kötü değil. Özellikle çok spesifik bilgi gerektiren pozisyonlar için sistemin esnekliği işe yarar.

Fakat mizahi tarafı şu: herkes bu sisteme aynı anda hem kızar, hem gizliden “belki bana da çıkar” umuduyla yaşar.

Forumda kimse itiraf etmiyor ama hepimizin içinde bir küçük “açıktan atanmış ben” fantezisi var!

Torpil mi, Tetris mi?

Açıktan Atama bazen gerçekten Tetris gibidir: Kadro boşluğu, kişisel bağlantılar, anlık ihtiyaçlar, referans mektupları… Hepsi doğru sırayla dizilirse “Tetris!” olur.

Ama yanlış dizilirse?

O zaman klasik forum mesajı gelir:

> “Kardeşim ben 95’le bekliyorum, 70’le atanmış! Bu nasıl sistem?”

> Cevap: “Kardeşim, o sistem değil, kader!”

> Bu noktada mizahın sınırında dolaşırız. Çünkü devletin Açıktan Atama politikasında gerçekten gri alanlar var. Ne tamamen şeffaf, ne tamamen gizli.

> Yani ne kara mizah ne de beyaz mizah, tam “bürokratik gri mizah.”

Bir Kadın-Erkek Diyaloğu: Forum Draması

— Erkek: “Bak ben hesapladım, bu yıl 82 kişilik kontenjan var, 74’ü dolduruldu. Kalan 8’e başvurursam olur.”

— Kadın: “Ama başvuru süresi bitmiş olabilir, önce kurumu ara, nezaketle sor.”

— Erkek: “Yok yok, mail atarım.”

— Kadın: “Telefon daha etkili olur, ses tonu önemli.”

— Erkek: “Sistem yeterli.”

— Kadın: “İlişki daha güçlü.”

Sonuç?

O kadro başkasına gider, ikisi de forumda buluşup “ya bu sistem çok garip” diye ortak bir isyan postu yazar.

Ve işte o an, Açıktan Atama tüm cinsiyetleri birleştiren ulusal bir mizah alanına dönüşür.

Forumdaşlara Sorular: Harareti Artıralım!

• Sizce Açıktan Atama sistemi tamamen kaldırılmalı mı, yoksa “liyakatli torpil” mümkün mü?

• “Torpil yok” diyen kurum açıklamalarına inanan var mı hâlâ?

• Kendi çevrenizde açıktan atanmış biri var mı, varsa nasıl bir “tesadüf” yaşandı?

• Kadro adaletine inancınız % kaç?

• Ve en önemlisi: Eğer yarın size açıktan atama teklifi gelse… “Yok ben etik davranayım” mı dersiniz, yoksa “eh, herkes yapıyor” mu?

Sonuç: Açıktan Atama = Umut + Mizah + Biraz da Dram

Bu konuyu ciddiyetle konuşabiliriz, ama biraz gülmeden olmaz. Çünkü memurluk dünyasında “Açıktan Atama” sadece bir idari işlem değil, aynı zamanda bir halk anlatısı, bir memur masalı, bir forum efsanesidir.

Kimi için adaletsizlik, kimi için fırsat; kimi için bürokrasinin trajik komedisi.

Ama hepimiz biliyoruz ki bu ülkede atamalar, sadece belgelerle değil, hikâyelerle yapılır.

O yüzden diyorum ki: Açıktan Atama, devletin “sürpriz yumurtasıdır.” İçinden ne çıkacağını kimse bilemez, ama hepimiz merakla bekleriz.

Şimdi söz sizde forumdaşlar! Hangi “açıktan atama vakası” sizi en çok güldürdü ya da en çok sinirlendirdi? Yazın, dökelim içimizi, gülelim halimize!
 
Üst