Simge
New member
A101 Kırılan Ürünü Kim Öder? İşte Cevap!
Herkese merhaba, forumdaşlar!
Bugün A101'de başımıza gelen o ünlü “kırılan ürün” durumu üzerine biraz eğlenceli bir şekilde sohbet edelim. Hepimizin bir şekilde uğradığı, her köşe başında karşımıza çıkan, en iyi indirimlerin olduğu ama bazen de en tuhaf anların yaşandığı o meşhur marketten bahsediyorum: A101! Öyle bir yer ki, adeta hayatın bir mikrokozmosu! Ama tabii, burada çok kritik bir konu var: "Kırılan ürünü kim öder?" Bu konuda tabii ki erkekler ve kadınlar arasında farklı yaklaşımlar var. Şimdi sizlere, bu konuya mizahi ve samimi bir bakış açısı sunacağım.
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Bunu Nasıl Çözebilirim?”
Erkekler her durumda çözüm odaklıdır, değil mi? “Kırılan ürün” meselesi de tam olarak böyle. Kırılan ürünle karşılaştığında erkeklerin ilk tepkisi, "Bunu nasıl çözerim?" olur. Tabii ki hemen devreye stratejik düşünme başlar. Hızla düşünür, plan yapar, çözüm üretirler. Öncelikle birincil adım şudur: Kırılan ürünü toparlama aşaması! Hani o “kırık” diye başlayan cümleler vardır ya, erkekler genellikle şöyle bir bakar: “Neyse, belki fark etmezler, ben hemen alırım, ne var ki?” Hızla geri götürme işlemi başlar.
A101’deki görevli ise şüphesiz ona “Ürünü biz alırız” dediğinde, erkek stratejik zekâsını ortaya koyar ve “Evet, alırsınız ama ben nasıl geri alırım?” sorusunun cevabını zihninde hemen arar. Çünkü erkek için esas mesele, kayıplarını minimuma indirmektir. Kırılan ürün için, ister bedava olacağını düşündükleri bir makarna paketine odaklansalar da, alacakları iki paket sünger bıçağı ile ortadaki sorunu çözme çabası başlar. “Haydi, bu da oldu!” derken, pazarlık aşamasına geçerler.
Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Acaba Çalışan Hangi Ürünü Kırdı?”
Kadınlar ise olaylara biraz daha farklı bir açıdan yaklaşır. Kırılan ürün meselesi, aslında bir ilişkiler sorunudur! Kadınlar, durumu empatik bir şekilde değerlendirirler. İlk soruları hemen şu olur: "Hangi çalışan kırdı, acaba?" Şefkatli ve duyarlı yaklaşımları hemen devreye girer. “Peki ya o çalışan ne hissediyor?” diye düşünmeye başlarlar. Hemen bir derin nefes alır ve diğer forumdaşlar gibi, daha fazla üzülmemek için, 'başkalarının da canı sıkılmasın' diyerek gönül rahatlığıyla devam ederler.
Sonrasında, kırılan ürünü tekrar almanın yerine, "Hadi gel, birlikte çözebiliriz" yaklaşımını sergileyen kadınlar, görevliyi nazikçe uyarırlar. Ama bir yandan da bir "acaba o ürün de onlara ait miydi?" düşüncesi vardır. Kırılan ürünün sadece değerli olmadığını, aslında o ürünün başkalarına ne kadar etkileyebileceğini, empatik bir bakış açısıyla tartışırlar. "Peki, belki de o ürünün değeri çok büyük değildi ama gönlümüzü kırmamalıyız." diyerek sorunu çok daha geniş bir perspektiften ele alırlar. Bir nevi "hepimizin içinde biraz kırıklık var" havası yaratmak, çözümün temelini oluşturur.
İnsanlar Ne Der? A101’deki O Kırık Ürün Ne Kadar Kriz Yaratabilir?
A101’deki kırık ürün meselesi, aslında çok büyük bir kriz yaratabilir mi? Eğer gerçekten kırık bir ürünse, tabii ki önemlidir! Ama bazen bu tür olaylar, “Kırılan ürünü kim öder?” gibi basit bir konu, dev bir krize dönüşebilir. İşte tam da burada, forumdaki yorumlar devreye giriyor! Çünkü her birimiz, olayı ne kadar büyütmek istersek, aslında onu o kadar küçültmüş oluyoruz.
"Vallahi ben de geçen gün A101’den aldım, eve gittim, baktım ki… Cipsim kırılmış!" diyerek, olayları abartmak da bir seçenek. Forumdaşlar, hemen başka bir konuyu konuşmaya başlarlar. Ama bir türlü “kırılan ürünün” kimin sorumluluğunda olduğu cevabı bulunmaz! “Bir ürün var mıydı ki zaten?” diye kendinizi sorgulamaya başlarsınız.
Aslında mesele şu: A101’te kırılan bir ürünü kim öderse ödesin, en önemli şey, o ürünün bir şekilde çözülmesidir. O yüzden, birbirimizle iletişim kurmak çok önemli. Birçok forumda, “Ben de yaşadım!” dediğinizde, kimse kırılmıyor. Herkes birbirine empatik bir bakış açısı ile yaklaşıyor ve çözüm odaklı yaklaşımlarla olayı hemen geçiyor. Tabii arada, biraz eğlenceli bir tonda da olsa, "Kim kırdı?" sorusunu sormak, bence gayet normal.
Birbirimizle İletişim Kurmanın Önemi
Sonuçta, A101’deki kırılan ürün, bazen anlık bir dram, bazen de şaka olabilir. Kimse o ürünü gerçekten kırmaktan hoşlanmaz, herkes sonuçta aynı pazarda aynı fiyattan aynı ürünü almak ister. Fakat önemli olan, bu tür olaylar yaşandığında, bir araya gelerek çözüm aramaktır. Hem erkeklerin stratejik bakış açısı hem de kadınların empatik yaklaşımı bir araya geldiğinde, A101’deki kırık ürün meselelerinin aslında çok da büyük bir problem olmadığı ortaya çıkar.
Hadi bakalım, forumdaşlar! Kırık ürün meselesine nasıl yaklaşırdınız? Yorumlarınızı bekliyorum!
Herkese merhaba, forumdaşlar!
Bugün A101'de başımıza gelen o ünlü “kırılan ürün” durumu üzerine biraz eğlenceli bir şekilde sohbet edelim. Hepimizin bir şekilde uğradığı, her köşe başında karşımıza çıkan, en iyi indirimlerin olduğu ama bazen de en tuhaf anların yaşandığı o meşhur marketten bahsediyorum: A101! Öyle bir yer ki, adeta hayatın bir mikrokozmosu! Ama tabii, burada çok kritik bir konu var: "Kırılan ürünü kim öder?" Bu konuda tabii ki erkekler ve kadınlar arasında farklı yaklaşımlar var. Şimdi sizlere, bu konuya mizahi ve samimi bir bakış açısı sunacağım.
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı: “Bunu Nasıl Çözebilirim?”
Erkekler her durumda çözüm odaklıdır, değil mi? “Kırılan ürün” meselesi de tam olarak böyle. Kırılan ürünle karşılaştığında erkeklerin ilk tepkisi, "Bunu nasıl çözerim?" olur. Tabii ki hemen devreye stratejik düşünme başlar. Hızla düşünür, plan yapar, çözüm üretirler. Öncelikle birincil adım şudur: Kırılan ürünü toparlama aşaması! Hani o “kırık” diye başlayan cümleler vardır ya, erkekler genellikle şöyle bir bakar: “Neyse, belki fark etmezler, ben hemen alırım, ne var ki?” Hızla geri götürme işlemi başlar.
A101’deki görevli ise şüphesiz ona “Ürünü biz alırız” dediğinde, erkek stratejik zekâsını ortaya koyar ve “Evet, alırsınız ama ben nasıl geri alırım?” sorusunun cevabını zihninde hemen arar. Çünkü erkek için esas mesele, kayıplarını minimuma indirmektir. Kırılan ürün için, ister bedava olacağını düşündükleri bir makarna paketine odaklansalar da, alacakları iki paket sünger bıçağı ile ortadaki sorunu çözme çabası başlar. “Haydi, bu da oldu!” derken, pazarlık aşamasına geçerler.
Kadınların Empatik Yaklaşımı: “Acaba Çalışan Hangi Ürünü Kırdı?”
Kadınlar ise olaylara biraz daha farklı bir açıdan yaklaşır. Kırılan ürün meselesi, aslında bir ilişkiler sorunudur! Kadınlar, durumu empatik bir şekilde değerlendirirler. İlk soruları hemen şu olur: "Hangi çalışan kırdı, acaba?" Şefkatli ve duyarlı yaklaşımları hemen devreye girer. “Peki ya o çalışan ne hissediyor?” diye düşünmeye başlarlar. Hemen bir derin nefes alır ve diğer forumdaşlar gibi, daha fazla üzülmemek için, 'başkalarının da canı sıkılmasın' diyerek gönül rahatlığıyla devam ederler.
Sonrasında, kırılan ürünü tekrar almanın yerine, "Hadi gel, birlikte çözebiliriz" yaklaşımını sergileyen kadınlar, görevliyi nazikçe uyarırlar. Ama bir yandan da bir "acaba o ürün de onlara ait miydi?" düşüncesi vardır. Kırılan ürünün sadece değerli olmadığını, aslında o ürünün başkalarına ne kadar etkileyebileceğini, empatik bir bakış açısıyla tartışırlar. "Peki, belki de o ürünün değeri çok büyük değildi ama gönlümüzü kırmamalıyız." diyerek sorunu çok daha geniş bir perspektiften ele alırlar. Bir nevi "hepimizin içinde biraz kırıklık var" havası yaratmak, çözümün temelini oluşturur.
İnsanlar Ne Der? A101’deki O Kırık Ürün Ne Kadar Kriz Yaratabilir?
A101’deki kırık ürün meselesi, aslında çok büyük bir kriz yaratabilir mi? Eğer gerçekten kırık bir ürünse, tabii ki önemlidir! Ama bazen bu tür olaylar, “Kırılan ürünü kim öder?” gibi basit bir konu, dev bir krize dönüşebilir. İşte tam da burada, forumdaki yorumlar devreye giriyor! Çünkü her birimiz, olayı ne kadar büyütmek istersek, aslında onu o kadar küçültmüş oluyoruz.
"Vallahi ben de geçen gün A101’den aldım, eve gittim, baktım ki… Cipsim kırılmış!" diyerek, olayları abartmak da bir seçenek. Forumdaşlar, hemen başka bir konuyu konuşmaya başlarlar. Ama bir türlü “kırılan ürünün” kimin sorumluluğunda olduğu cevabı bulunmaz! “Bir ürün var mıydı ki zaten?” diye kendinizi sorgulamaya başlarsınız.
Aslında mesele şu: A101’te kırılan bir ürünü kim öderse ödesin, en önemli şey, o ürünün bir şekilde çözülmesidir. O yüzden, birbirimizle iletişim kurmak çok önemli. Birçok forumda, “Ben de yaşadım!” dediğinizde, kimse kırılmıyor. Herkes birbirine empatik bir bakış açısı ile yaklaşıyor ve çözüm odaklı yaklaşımlarla olayı hemen geçiyor. Tabii arada, biraz eğlenceli bir tonda da olsa, "Kim kırdı?" sorusunu sormak, bence gayet normal.
Birbirimizle İletişim Kurmanın Önemi
Sonuçta, A101’deki kırılan ürün, bazen anlık bir dram, bazen de şaka olabilir. Kimse o ürünü gerçekten kırmaktan hoşlanmaz, herkes sonuçta aynı pazarda aynı fiyattan aynı ürünü almak ister. Fakat önemli olan, bu tür olaylar yaşandığında, bir araya gelerek çözüm aramaktır. Hem erkeklerin stratejik bakış açısı hem de kadınların empatik yaklaşımı bir araya geldiğinde, A101’deki kırık ürün meselelerinin aslında çok da büyük bir problem olmadığı ortaya çıkar.
Hadi bakalım, forumdaşlar! Kırık ürün meselesine nasıl yaklaşırdınız? Yorumlarınızı bekliyorum!