Türkiye Ortak Pazara Ne Zaman Girdi ?

Podhani

Global Mod
Global Mod
Türkiye'nin Ortak Pazara Girişi: Tarihi ve Süreç

Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkilerinde önemli bir dönüm noktasına 1963 yılında imzaladığı Ankara Anlaşması ile ulaşmıştır. Bu anlaşma, Türkiye'nin AB ile Gümrük Birliği’ni kurmasına ve sonunda ortak pazara entegre olmasına giden yolu açmıştır. Türkiye'nin ortak pazara katılım süreci, bir dizi politik, ekonomik ve hukuki adımla şekillenmiş ve hala devam eden bir süreçtir. Ancak, Türkiye'nin ortak pazara ne zaman girdiği konusunda daha detaylı bir değerlendirme yapabilmek için önce bu sürecin tarihsel arka planına göz atmak gerekir.

Ankara Anlaşması ve Gümrük Birliği’ne Giden Yol

Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile olan ilişkileri, 1963 yılında imzaladığı Ankara Anlaşması ile resmiyet kazanmıştır. Bu anlaşma, Türkiye ile AET arasında bir gümrük birliği kurulmasını hedefleyen bir protokoldür. Ancak, ortak pazara doğrudan katılım Türkiye için henüz gündemde değildi. Ankara Anlaşması, Türkiye'nin AET ile ticaret ilişkilerini geliştirmeyi ve zaman içinde ekonomik entegrasyonu artırmayı amaçlıyordu.

[Gümrük Birliği'nin] (https://www.ab.gov.tr/) kurulması, Türkiye'nin ortak pazara daha yakın hale gelmesine olanak tanımıştır. Ancak, gümrük birliği anlaşması yalnızca malların serbest dolaşımını kapsıyordu. Bu durum, Türkiye'nin ortak pazara tam üyelik yolundaki en önemli adımlarından birini oluşturdu. Gümrük birliğine 1996 yılında geçiş yapıldı ve bu süreç Türkiye’nin AB ile ilişkilerini güçlendiren önemli bir gelişme oldu.

Türkiye’nin AB ile Gümrük Birliği’ne Katılımı

Türkiye, 1 Ocak 1996 tarihinde Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasına tam olarak katılmaya başladı. Gümrük Birliği, Türkiye ile AB arasında malların serbestçe dolaşabilmesini sağladı ve ekonomik ilişkileri derinleştirdi. Bu durum, hem Türk ekonomisi hem de AB üyeleri açısından birçok fırsat sunuyordu. Ancak, bu anlaşma yalnızca mallar için geçerli olup, hizmetler, tarım ve kamu ihaleleri gibi alanları kapsamıyordu.

Gümrük Birliği'nin kurulması, Türkiye'nin ortak pazara katılımının bir ön aşamasıydı ve AB ile entegrasyonun ilerlemesi için önemli bir adımdı. Bu dönemde Türkiye'nin ekonomik yapısı, AB ile uyum sağlamak için önemli reformlar yapmaya başladı. Ancak, Türkiye'nin tam anlamıyla ortak pazara girişi, gümrük birliğinin ötesine geçmeyi gerektirecek bir dizi politik değişiklik ve anlaşma yapmayı zorunlu kılmaktaydı.

Türkiye'nin AB ile Tam Üyelik Hedefi ve Müzakere Süreci

Türkiye'nin ortak pazara katılımı, yalnızca gümrük birliği ile sınırlı kalmamaktadır. Türkiye'nin AB ile tam üyelik müzakereleri 2005 yılında başlamıştır ve bu süreç, Türkiye'nin AB'nin ekonomik ve siyasi yapısına entegrasyonunu amaçlayan kapsamlı bir dizi reformu içermektedir. Ancak, bu müzakereler ilerleme kaydetsede, Türkiye'nin tam üyelik süreci birçok engelle karşılaşmıştır.

Türkiye'nin AB ile tam üyelik hedefi, ekonomiden hukuki sistemlere kadar birçok alanda uyum sağlanmasını gerektiren bir süreçtir. Ortak pazara dahil olmak için, Türkiye'nin AB müktesebatına uyum sağlaması ve gerekli ekonomik ve siyasi reformları gerçekleştirmesi gerekmektedir. Ancak, müzakerelerin uzun yıllar alması ve bazı siyasi sorunların ortaya çıkması, Türkiye'nin AB ile ortak pazara tam anlamıyla entegrasyonunu engellemiştir.

Ortak Pazara Katılımda Karşılaşılan Zorluklar ve Engeller

Türkiye’nin ortak pazara katılım sürecinde karşılaştığı bazı önemli engeller, yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda siyasi engelleri de içermektedir. AB ile Türkiye arasındaki üyelik müzakereleri, özellikle Kıbrıs sorunu ve insan hakları gibi konular nedeniyle zaman zaman tıkanmıştır. Ayrıca, Türkiye’nin Ortadoğu’daki jeopolitik durumu, AB ile olan ilişkilerinde zaman zaman gerginlik yaratmış ve bu durum müzakereleri zora sokmuştur.

Bunun dışında, AB içerisinde Türkiye'nin üyeliğine karşı olan bazı ülkelerin varlığı, sürecin hızla ilerlemesine engel olmuştur. AB’nin bazı ülkeleri, Türkiye'nin nüfus yapısı ve kültürel farklılıklar gibi unsurları gerekçe göstererek, Türkiye’nin üyeliği konusunda temkinli yaklaşmışlardır. Bu nedenle Türkiye, ortak pazara girmek için çeşitli engellerle karşı karşıya kalmıştır.

Ortak Pazara Giriş için İlerleyen Adımlar

Türkiye'nin ortak pazara tam olarak entegre olabilmesi için bir dizi ekonomik ve yapısal reform gerçekleştirmesi gerekmektedir. Türkiye’nin gümrük birliği anlaşmasında elde ettiği başarı, ortak pazara girmeye yönelik ilk önemli adımdı. Ancak, Türkiye’nin AB müktesebatına tamamen uyum sağlaması, ortak pazara girebilmesi için daha fazla düzenleme ve değişiklik yapmayı gerektirecektir.

Özellikle, Türk ekonomisinin daha fazla serbestleşmesi, tarım sektöründe düzenlemeler yapılması ve kamu hizmetleri alanında reformların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, AB ile Türkiye arasındaki siyasi ilişkilerin güçlendirilmesi de ortak pazara entegrasyon sürecinde kritik bir rol oynamaktadır.

Sonuç Olarak Türkiye'nin Ortak Pazara Katılımı

Türkiye, 1963 yılında Ankara Anlaşması’nı imzalayarak Avrupa ile ticaret ilişkilerini geliştirmeye başlamış, 1996 yılında Gümrük Birliği’ne katılarak ortak pazara girmeye yönelik önemli bir adım atmıştır. Ancak, tam anlamıyla ortak pazara dahil olmak için hala devam eden bir süreç vardır. AB ile yürütülen müzakereler, Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve siyasi yapısını daha da uyumlu hale getirmeye yönelik reformları içermektedir. Bu sürecin başarıyla tamamlanması, Türkiye’nin AB ile daha derin bir entegrasyon sağlamasına olanak tanıyacaktır. Ancak, bu hedefe ulaşmak için karşılaşılan engellerin aşılması ve uzun süredir devam eden müzakerelerin sonuçlanması gerekmektedir.
 
Üst