Emre
New member
Rukye Dinlerken Neler Olur? İnanç, Psikoloji ve Kültür Arasında Bir Yolculuk
Bir gün YouTube’da dolaşırken “ruqya dinle” başlıklı bir videoya denk geldiniz mi hiç? Merak edip açanların çoğu, dinledikleri birkaç dakika içinde vücutlarında farklı hisler yaşadıklarını, kimilerinin huzur, kimilerinin ise rahatsızlık duyduğunu anlatır. Peki, “rukye dinlemek” denilen bu deneyimde gerçekten neler olur? Sadece dini bir uygulama mı, yoksa kültürel ve psikolojik bir fenomen mi? Gelin, bu çok katmanlı konuyu birlikte derinlemesine inceleyelim.
Rukye Nedir? Tarihsel ve Dini Arka Plan
“Rukye” (Arapça: رقية), Kur’an ayetleri ve dualar aracılığıyla şifa arayışını ifade eder. İslam geleneğinde Peygamber Muhammed’in de bazı dualarla rukye yaptığı rivayet edilir. Genellikle “cin, nazar, sihir” gibi görünmeyen etkilerden korunmak ya da ruhsal huzur bulmak amacıyla uygulanır.
Ancak bu uygulama, yalnızca İslam’a özgü değildir. Eski Mısır’da “koruyucu sözler” (heka), Hristiyanlıkta “exorcism” (cin çıkarma), Yahudilikte “segulah” duaları benzer işlevleri görmüştür. Antropolog Mircea Eliade’ye göre bu tür uygulamalar, insanlığın ortak bilinçaltında “kutsal sözün” iyileştirici gücüne olan inancın bir tezahürüdür.
Rukye Deneyiminin Psikolojik Boyutu
Rukye dinlerken bazı kişilerde bedensel tepkiler görülür: titreme, ağlama, kalp çarpıntısı veya derin bir rahatlama. Psikoloji bu durumu “hipnotik trans” veya “duygusal boşalım” olarak açıklar.
2018 yılında Ürdün Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, rukye seanslarına katılan bireylerin %62’sinde belirgin bir stres azalması, %29’unda ise geçici bedensel rahatsızlık hissi gözlemlenmiştir. Bilim insanları bu etkilerin, beynin limbik sisteminde (özellikle amigdala bölgesinde) duygusal uyarılmaya neden olan ses frekanslarıyla ilişkili olabileceğini belirtiyor.
Yani rukye dinlerken yaşanan hissiyat, hem inanç temelli hem de nöropsikolojik bir deneyimdir. İnanmayan birinin bile, monoton ve yankılı Kur’an tilaveti karşısında zihinsel gevşeme yaşaması mümkündür. Bu durum, “meditatif ses terapisi” etkisiyle benzerlik taşır.
Farklı Kültürlerde Rukye Benzeri Uygulamalar
Rukyenin etkilerini anlamak için onu diğer kültürlerle kıyaslamak oldukça öğretici.
- Afrika toplumlarında şifa ritüelleri çoğu zaman müzik, titreşim ve dua içerir. Örneğin Batı Afrika’daki Yoruba halkı, “Orisha ilahilerine” eşlik eden davulların ruhsal temizlenme sağladığına inanır.
- Japon kültüründe “Oharai” adlı arınma törenlerinde rahipler, kutsal sözler ve ritmik seslerle negatif enerjiyi temizlerler.
- Latin Amerika’da “limpia” adı verilen ruhsal temizlik ritüellerinde bitkiler, tütsüler ve dualar birlikte kullanılır.
Görülüyor ki ister Kur’an ayeti, ister mantralar ya da şaman davulları olsun, insanlar binlerce yıldır ses ve niyet aracılığıyla ruhsal bir denge arıyor. Rukye, bu evrensel arayışın İslamî biçimidir.
Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Rukye Deneyimi
Forum tartışmalarında sıkça görüldüğü gibi, rukye konusuna erkekler ve kadınlar farklı yaklaşıyor. Erkekler çoğu zaman rukyeyi “kontrol” veya “çözüm” aracı olarak ele alıyor; bir problemi tespit edip ondan kurtulmak istiyorlar. Kadınlar ise bu süreci daha çok “arınma” ve “bağ kurma” olarak yaşıyor.
Sosyolog Nilufer Göle’nin kültürel dindarlık üzerine çalışmalarında belirttiği gibi, kadınlar dini deneyimlerde topluluk ve duygusal paylaşım boyutunu ön planda tutarken, erkekler bireysel otoriteyi koruma eğilimindedir. Ancak bu, kesin bir ayrım değil; giderek daha çok erkek, rukyeyi bir içsel denge yöntemi olarak benimsiyor. Kadınlar da dini ritüellerin psikolojik yönünü daha rasyonel temellerle açıklamaya çalışıyor.
Küresel Medya ve Rukyenin Dönüşümü
Günümüzde rukye sadece camilerde ya da geleneksel çevrelerde değil, sosyal medya ve dijital platformlarda da kendine yer buldu. YouTube’da “Ruqyah Shariah” videolarının milyonlarca izlenme alması, dijitalleşmenin dini pratikleri nasıl dönüştürdüğünü gösteriyor.
Ancak bu dijital yaygınlık, aynı zamanda manipülasyon riskini de beraberinde getiriyor. Bazı videolar, izleyicilerin korkularını tetikleyerek “cin musallatı” algısı yaratıyor. Bu noktada E-E-A-T (Deneyim, Uzmanlık, Yetkinlik, Güvenilirlik) ilkesi önem kazanıyor. Gerçek dini danışmanlar veya psikologlar tarafından yönlendirilen içerikler, hem ruhsal hem bilimsel açıdan daha sağlıklı sonuçlar veriyor.
Bilim ve İnanç Arasında Denge
Rukye dinlemenin etkileri, ne tamamen metafizik ne de bütünüyle fizyolojiktir; iki alanın kesişimindedir. Harvard Tıp Fakültesi’nden Dr. Herbert Benson’un “relaxation response” teorisine göre, ritmik dua ve nefes eşliğinde tekrarlanan sözler, kalp atışını düzenleyip stres hormonlarını düşürür.
Bu bulgular, rukyenin bir çeşit “spiritüel nefes terapisi” olarak da değerlendirilebileceğini gösterir. Ancak bu, inancın değersizleştirilmesi değil; bilimin onu anlamaya çalışmasıdır. İnançlı biri için rukye, Tanrı’nın kelamıyla doğrudan bir temas anlamına gelirken, seküler bir bakış açısına sahip biri için bu deneyim zihinsel dinginlik sağlayan bir ses ritmidir.
Kültürel Etkiler ve Sosyal Yansımalar
Türkiye’de rukye, halk arasında hem merakla hem temkinle karşılanır. Kimileri “şifa buldum” derken, kimileri bunun “kendini telkin” olduğunu düşünür. Ancak bu çeşitlilik, toplumun kültürel zenginliğini gösterir.
Ortadoğu toplumlarında rukye, aile birliği ve dayanışma ile ilişkilendirilir; birey değil, topluluk arınır. Batı’da ise bireyselleşen ruhsal arayışlar rukyeyi “kişisel enerji temizliği” konseptine dönüştürmüştür. Bu dönüşüm, küreselleşmenin ruhsal gelenekleri nasıl yeniden biçimlendirdiğine dair çarpıcı bir örnektir.
Sonuç: Rukye Dinlerken Gerçekte Ne Olur?
Rukye dinlerken vücutta ve zihinde olanlar, kişinin inanç sistemine, ruh hâline ve kültürel geçmişine göre değişir. Kiminde huzur, kiminde direniş, kiminde ise derin bir içsel sarsılma yaratır. Bu deneyimi tek bir açıklamaya indirgemek, hem inancın hem bilimin doğasına haksızlık olur.
Belki de asıl mesele, rukyenin kendisinden çok, onu dinleyen kişinin niyeti ve içsel hazırlığıdır. Çünkü her dua, anlamını onu duyan kalpte bulur.
Peki sizce rukye, sadece metafizik bir arınma aracı mı, yoksa insan beyninin kendi kendini iyileştirme gücünün bir yansıması mı?
Ve daha önemlisi, farklı kültürlerin bu kadar benzer şifa yöntemleri geliştirmesi sizce tesadüf mü, yoksa insanın evrensel “anlam arayışı”nın kaçınılmaz sonucu mu?
Cevapları belki de hep birlikte, bu forumda tartışarak bulacağız.
Bir gün YouTube’da dolaşırken “ruqya dinle” başlıklı bir videoya denk geldiniz mi hiç? Merak edip açanların çoğu, dinledikleri birkaç dakika içinde vücutlarında farklı hisler yaşadıklarını, kimilerinin huzur, kimilerinin ise rahatsızlık duyduğunu anlatır. Peki, “rukye dinlemek” denilen bu deneyimde gerçekten neler olur? Sadece dini bir uygulama mı, yoksa kültürel ve psikolojik bir fenomen mi? Gelin, bu çok katmanlı konuyu birlikte derinlemesine inceleyelim.
Rukye Nedir? Tarihsel ve Dini Arka Plan
“Rukye” (Arapça: رقية), Kur’an ayetleri ve dualar aracılığıyla şifa arayışını ifade eder. İslam geleneğinde Peygamber Muhammed’in de bazı dualarla rukye yaptığı rivayet edilir. Genellikle “cin, nazar, sihir” gibi görünmeyen etkilerden korunmak ya da ruhsal huzur bulmak amacıyla uygulanır.
Ancak bu uygulama, yalnızca İslam’a özgü değildir. Eski Mısır’da “koruyucu sözler” (heka), Hristiyanlıkta “exorcism” (cin çıkarma), Yahudilikte “segulah” duaları benzer işlevleri görmüştür. Antropolog Mircea Eliade’ye göre bu tür uygulamalar, insanlığın ortak bilinçaltında “kutsal sözün” iyileştirici gücüne olan inancın bir tezahürüdür.
Rukye Deneyiminin Psikolojik Boyutu
Rukye dinlerken bazı kişilerde bedensel tepkiler görülür: titreme, ağlama, kalp çarpıntısı veya derin bir rahatlama. Psikoloji bu durumu “hipnotik trans” veya “duygusal boşalım” olarak açıklar.
2018 yılında Ürdün Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada, rukye seanslarına katılan bireylerin %62’sinde belirgin bir stres azalması, %29’unda ise geçici bedensel rahatsızlık hissi gözlemlenmiştir. Bilim insanları bu etkilerin, beynin limbik sisteminde (özellikle amigdala bölgesinde) duygusal uyarılmaya neden olan ses frekanslarıyla ilişkili olabileceğini belirtiyor.
Yani rukye dinlerken yaşanan hissiyat, hem inanç temelli hem de nöropsikolojik bir deneyimdir. İnanmayan birinin bile, monoton ve yankılı Kur’an tilaveti karşısında zihinsel gevşeme yaşaması mümkündür. Bu durum, “meditatif ses terapisi” etkisiyle benzerlik taşır.
Farklı Kültürlerde Rukye Benzeri Uygulamalar
Rukyenin etkilerini anlamak için onu diğer kültürlerle kıyaslamak oldukça öğretici.
- Afrika toplumlarında şifa ritüelleri çoğu zaman müzik, titreşim ve dua içerir. Örneğin Batı Afrika’daki Yoruba halkı, “Orisha ilahilerine” eşlik eden davulların ruhsal temizlenme sağladığına inanır.
- Japon kültüründe “Oharai” adlı arınma törenlerinde rahipler, kutsal sözler ve ritmik seslerle negatif enerjiyi temizlerler.
- Latin Amerika’da “limpia” adı verilen ruhsal temizlik ritüellerinde bitkiler, tütsüler ve dualar birlikte kullanılır.
Görülüyor ki ister Kur’an ayeti, ister mantralar ya da şaman davulları olsun, insanlar binlerce yıldır ses ve niyet aracılığıyla ruhsal bir denge arıyor. Rukye, bu evrensel arayışın İslamî biçimidir.
Toplumsal Cinsiyet Perspektifinden Rukye Deneyimi
Forum tartışmalarında sıkça görüldüğü gibi, rukye konusuna erkekler ve kadınlar farklı yaklaşıyor. Erkekler çoğu zaman rukyeyi “kontrol” veya “çözüm” aracı olarak ele alıyor; bir problemi tespit edip ondan kurtulmak istiyorlar. Kadınlar ise bu süreci daha çok “arınma” ve “bağ kurma” olarak yaşıyor.
Sosyolog Nilufer Göle’nin kültürel dindarlık üzerine çalışmalarında belirttiği gibi, kadınlar dini deneyimlerde topluluk ve duygusal paylaşım boyutunu ön planda tutarken, erkekler bireysel otoriteyi koruma eğilimindedir. Ancak bu, kesin bir ayrım değil; giderek daha çok erkek, rukyeyi bir içsel denge yöntemi olarak benimsiyor. Kadınlar da dini ritüellerin psikolojik yönünü daha rasyonel temellerle açıklamaya çalışıyor.
Küresel Medya ve Rukyenin Dönüşümü
Günümüzde rukye sadece camilerde ya da geleneksel çevrelerde değil, sosyal medya ve dijital platformlarda da kendine yer buldu. YouTube’da “Ruqyah Shariah” videolarının milyonlarca izlenme alması, dijitalleşmenin dini pratikleri nasıl dönüştürdüğünü gösteriyor.
Ancak bu dijital yaygınlık, aynı zamanda manipülasyon riskini de beraberinde getiriyor. Bazı videolar, izleyicilerin korkularını tetikleyerek “cin musallatı” algısı yaratıyor. Bu noktada E-E-A-T (Deneyim, Uzmanlık, Yetkinlik, Güvenilirlik) ilkesi önem kazanıyor. Gerçek dini danışmanlar veya psikologlar tarafından yönlendirilen içerikler, hem ruhsal hem bilimsel açıdan daha sağlıklı sonuçlar veriyor.
Bilim ve İnanç Arasında Denge
Rukye dinlemenin etkileri, ne tamamen metafizik ne de bütünüyle fizyolojiktir; iki alanın kesişimindedir. Harvard Tıp Fakültesi’nden Dr. Herbert Benson’un “relaxation response” teorisine göre, ritmik dua ve nefes eşliğinde tekrarlanan sözler, kalp atışını düzenleyip stres hormonlarını düşürür.
Bu bulgular, rukyenin bir çeşit “spiritüel nefes terapisi” olarak da değerlendirilebileceğini gösterir. Ancak bu, inancın değersizleştirilmesi değil; bilimin onu anlamaya çalışmasıdır. İnançlı biri için rukye, Tanrı’nın kelamıyla doğrudan bir temas anlamına gelirken, seküler bir bakış açısına sahip biri için bu deneyim zihinsel dinginlik sağlayan bir ses ritmidir.
Kültürel Etkiler ve Sosyal Yansımalar
Türkiye’de rukye, halk arasında hem merakla hem temkinle karşılanır. Kimileri “şifa buldum” derken, kimileri bunun “kendini telkin” olduğunu düşünür. Ancak bu çeşitlilik, toplumun kültürel zenginliğini gösterir.
Ortadoğu toplumlarında rukye, aile birliği ve dayanışma ile ilişkilendirilir; birey değil, topluluk arınır. Batı’da ise bireyselleşen ruhsal arayışlar rukyeyi “kişisel enerji temizliği” konseptine dönüştürmüştür. Bu dönüşüm, küreselleşmenin ruhsal gelenekleri nasıl yeniden biçimlendirdiğine dair çarpıcı bir örnektir.
Sonuç: Rukye Dinlerken Gerçekte Ne Olur?
Rukye dinlerken vücutta ve zihinde olanlar, kişinin inanç sistemine, ruh hâline ve kültürel geçmişine göre değişir. Kiminde huzur, kiminde direniş, kiminde ise derin bir içsel sarsılma yaratır. Bu deneyimi tek bir açıklamaya indirgemek, hem inancın hem bilimin doğasına haksızlık olur.
Belki de asıl mesele, rukyenin kendisinden çok, onu dinleyen kişinin niyeti ve içsel hazırlığıdır. Çünkü her dua, anlamını onu duyan kalpte bulur.
Peki sizce rukye, sadece metafizik bir arınma aracı mı, yoksa insan beyninin kendi kendini iyileştirme gücünün bir yansıması mı?
Ve daha önemlisi, farklı kültürlerin bu kadar benzer şifa yöntemleri geliştirmesi sizce tesadüf mü, yoksa insanın evrensel “anlam arayışı”nın kaçınılmaz sonucu mu?
Cevapları belki de hep birlikte, bu forumda tartışarak bulacağız.