Dünyadaki suların çok büyük kısmı nedir 3. sınıf ?

Emre

New member
Dünyadaki Suların Büyük Kısmı: Bir Keşif Yolculuğu

Herkese merhaba! Geçenlerde 3. sınıf öğrencim Emre'nin meraklı bir şekilde bana sorduğu bir soru vardı: "Dünyadaki suların çok büyük kısmı nedir?" Bu soru, aslında çok basit gibi görünebilir, ancak Emre’nin aklına takılan bu soru beni de derin bir düşünceye itti. Bu yazıda, suların nerede olduğunu ve dünyamızın su kaynaklarını daha iyi anlayabilmek için bir yolculuğa çıkacağım. Sizleri de bu keşfe davet ediyorum!

Su Dünyasında Bir Keşif Başlıyor

Bir sabah, okulumda Emre’nin bana sorduğu soru üzerine bir araştırma yapmaya karar verdim. O gün okulda bir etkinlik düzenlemiştik; Emre ve arkadaşları birer "su araştırmacısı" oldular ve farklı su kaynaklarını keşfetmeye başladılar. Hedefimiz, "Dünyadaki suyun büyük kısmı nedir?" sorusuna yanıt bulmaktı. Çocuklar, her zaman gözlerindeki merakla bana sorular sormayı seviyorlar, ancak bu soru, beni de düşündürdü.

Emre'nin soru sormasıyla her şey başladı. Bizimle birlikte olan, Emre’nin en yakın arkadaşı Asya, her zaman toplumsal meseleleri önemserdi. "Dünyada suyun büyük kısmı neden okyanuslarda, denizlerde ve buzullarda?" diye sordu. Bu, aslında başlı başına önemli bir soruydı. Çünkü suyun büyük kısmı, insanlar ve doğa için ulaşılabilir olmayacak kadar uzak ya da kullanılamaz bir halde.

Okyanuslara Dalmadan Önce: Hangi Sular Ulaşılabilir?

O yüzden, araştırmaya başlamadan önce Asya, suyun ne kadarını kullanabiliyoruz diye soruyu tekrar gündeme getirdi. Bizim günlük hayatımızda kullandığımız suyun, aslında dünyadaki toplam suyun çok küçük bir kısmını oluşturduğunu keşfetmek bizi şaşırttı. Dünya’daki suyun %97’si tuzlu suyu barındıran okyanuslarda yer alıyordu. Evet, tuzlu su! Bu yüzden içmek, sulama yapmak ya da günlük yaşamda kullanmak çok mümkün değil.

Hikâyemizde, Erdem de stratejik bir bakış açısıyla araştırmayı derinlemesine ele aldı. Erdem, suların ne kadarını gerçekten kullanabileceğimizi anlamak için biraz daha pratik düşünüyordu. "Peki ya tatlı su?" dedi. "Okyanuslarda sadece %3 kadar tatlı su var ve bu suyun büyük kısmı da buzul ve yer altı sularında bulunuyor." Erdem, suyun dağılımı konusunda çok netti. Fakat tatlı suyun çoğu buzul alanlarda bulunduğu için ulaşmak ve kullanmak neredeyse imkansız hale geliyordu.

Tatlı Su Kaynakları: Ulaşılabilir mi?

Bu durumda, Asya'nın daha empatik ve toplumsal bir bakış açısıyla sorduğu sorular devreye girdi: "Peki, bu tatlı suyun çoğu buzullarda olduğuna göre, bu durum gelecekte bizleri nasıl etkiler?" Bu soru, aslında çok anlamlıydı. Çünkü iklim değişikliği nedeniyle buzullar eriyor ve bu suyun bir kısmı okyanuslara karışıyor. Asya'nın duyarlı bakış açısı, bu sorunların sadece çevresel değil, aynı zamanda toplumsal ve ekonomik boyutları olduğunu vurguluyordu. Zengin ülkeler suyu daha verimli kullanabilirken, daha fakir bölgelerde su kaynakları azalıyor. Su, gelecekte bu anlamda önemli bir kaynak savaşına dönüşebilir.

Suların Dağılımı: Nerede Kullanabiliriz?

Erdem, bu bilgileri birleştirerek şu sonuca vardı: "Dünyadaki suyun %97’si okyanuslarda, %3’ü tatlı su olarak bulunuyor ve bu tatlı suyun çoğu da buzullarda, yer altı sularında veya bataklıklar gibi ulaşılması güç alanlarda yer alıyor." Bu durumu anlamak, dünya çapında su kaynaklarını nasıl daha verimli kullanabileceğimizi de tartışmamıza neden oldu. Özellikle tarımda kullanılan su miktarı, sanayide kullanılan su miktarı ve günlük su tüketimi, insanlık için çok önemli bir problem haline gelebilir.

Gerçekten Ne Yapmalıyız?

Bu keşif yolculuğunda öğrendiğimiz bir diğer önemli şey ise, suyun korunması için hepimizin üzerine düşen sorumlulukların olduğuydı. Emre, suyu korumanın önemi hakkında konuştuğunda, Asya'nın duygusal yaklaşımını daha net bir şekilde gördük. "Eğer suyu korumazsak, gelecek nesiller ne yapacak?" diye sordu. Bu, gerçekten düşündürücü bir soruydu. İnsanlık, suyu kullanma konusunda daha bilinçli olmalı ve herkesin erişebileceği temiz suyu sağlamak için adımlar atmalıdır.

Erdem, çözüm odaklı düşünerek, suyun daha verimli kullanılması için yeni teknolojilere ihtiyaç duyduğumuzu belirtti. Gelişen su arıtma teknolojileri ve suyun geri dönüşümü, suyun kullanımını arttırmak ve kirlenmesini engellemek için kritik öneme sahip. Ancak, bu çözümler geniş çapta uygulanmadıkça, su kaynaklarının tükenmesi riski devam ediyor.

Su Krizine Karşı Ne Yapmalıyız?

Birlikte bu sorulara yanıt ararken, suyun geleceği ile ilgili çok daha fazla düşünmeye başladık. Asya'nın toplumsal bakış açısıyla suyun dağılımını düşündüğümüzde, herkesin eşit şekilde suya erişimi olmadığını ve bu eşitsizliğin sosyal çatışmalara yol açabileceğini fark ettik. "Su, hayatta kalmamız için en temel şey" diyerek, sorunun küresel boyutlarını hatırladık.

Sizce, dünya genelindeki su kaynaklarının doğru şekilde yönetilmesi, sadece hükümetlerin sorumluluğu mu, yoksa hepimizin üzerine düşen bir görev mi? Su kaynaklarının korunması için bireysel olarak neler yapabiliriz? Su kıtlığına karşı toplumlar ne tür önlemler almalı? Bu sorular, tartışmaya değer ve düşünmeye sevk edici değil mi?

Hikâyemizden çıkarabileceğimiz önemli bir ders var: Dünyadaki suyun büyük kısmı okyanuslarda ve buzullarda yer alıyor, ancak bu suyu kullanabilir hale getirebilmek için teknolojiyi, bilinçli su kullanımı ve toplumlar arası eşitliği göz önünde bulundurmalıyız.
 
Üst